Hollanda Yarın Sandık Başında: Dört Parti Başbakanlık İçin Yarışıyor – Türkiyeli Seçmenler Dengeyi Değiştirebilir BASRİ DOĞAN | AMSTERDAM Ho
Hollanda Yarın Sandık Başında: Dört Parti Başbakanlık İçin Yarışıyor – Türkiyeli Seçmenler Dengeyi Değiştirebilir
![]()
BASRİ DOĞAN | AMSTERDAM
Hollanda, yarın 29 Ekim Salı günü ülke tarihinin en çekişmeli seçimlerinden birine gidiyor.
13 milyona yakın seçmen, 150 sandalyeli Temsilciler Meclisi’ni yenilemek üzere yarın sandık başına gidecek. Anketler, dört büyük partinin ırkçı söylemleriyle bilinen Özgürlük Partisi (PVV), sol ittifak GroenLinks–PvdA, liberal D66 ve Hristiyan demokrat CDA başbakanlık koltuğu için kıyasıya mücadele ettiğini gösteriyor.
![]()
Yaklaşık 600 bin Türkiyeli kökenli vatandaşın yaşadığı ülkede, 300 bine yakın kişi oy kullanabilecek durumda. Bu nedenle Türk seçmenlerin sandığa katılım oranı, seçim sonuçlarını doğrudan etkileyebilecek önemde.
Seçim Öncesi Gerilim Tırmandı
Rotterdam’daki Ahoy Arena’da yapılan son televizyon tartışması, Hollanda siyasetine damgasını vurdu. Altı parti liderinin katıldığı canlı yayında tartışmalar sık sık kişiselleşti; ekonomi, savunma harcamaları, göç, barınma krizi ve eğitim politikaları üzerinden sert atışmalar yaşandı.
Özellikle PVV lideri Geert Wilders’ın “Afrika’da biraz daha aç kalabilirler ama bizde olmaz” sözleri salondan büyük tepki topladı. D66 lideri Rob Jetten ve GroenLinks–PvdA lideri Frans Timmermans sert yanıtlar verirken, Hristiyan Demokrat lider Bontenbal tartışmayı “Siyaset artık biraz normal davransın” diyerek yumuşatmaya çalıştı.
![]()
Dört Parti Zirvede: Sandalyeler Arasında Nefes Kesen Yarış
Hollanda’da seçim sisteminin tamamen nispi temsil esasına dayanması, küçük farkların bile hükümet kurma denklemini değiştirmesine yol açıyor.
Son anketlere göre tablo şöyle:
• PVV (Özgürlük Partisi): 26 sandalye (önceki 35’ten düşüşte)
• GroenLinks–PvdA: 24 sandalye civarında
• CDA (Hristiyan Demokratlar): 20 sandalye (önemli yükseliş)
• D66 (Demokratlar 66): 22 sandalye civarında
• VVD (Yeşilgöz liderliğindeki liberal parti): 16 sandalye ile ciddi düşüşte
Bu tablo, Hollanda tarihinde ilk kez dört farklı partinin aynı anda birincilik yarışına girdiği anlamına geliyor.
Partilerin Konumları ve Mesajları
GroenLinks–PvdA (Yeşil Sol – İşçi Partisi Birliği)
Frans Timmermans liderliğindeki birleşik sol hareket, “yeşil ekonomi, sosyal adalet ve eşitlik” vurgusuyla öne çıkıyor. İklim politikaları ve refah devleti ilkeleri ön planda. Kadın, göçmen ve LGBTİ haklarına ilişkin güçlü bir duruş sergiliyor.
PVV (Özgürlük Partisi)
Geert Wilders’ın liderliğinde 2006’dan bu yana siyasette etkin olan PVV, “İslam karşıtı, göçmen karşıtı” söylemleriyle tanınıyor. Wilders, kampanyasında “sıfır göç”, “Kuran’ın yasaklanması” ve “camilerin kapatılması” gibi geçmişteki radikal söylemlerini yeniden gündeme taşıdı. Ancak anketlerde gerileme dikkat çekici. Partinin hükümet kurma şansı olsa bile diğer liderlerin “koalisyon dışı” açıklamaları PVV’yi izole edebilir.
CDA (Hristiyan Demokratlar Birliği)
Aile, eğitim ve toplumsal dayanışma vurgusuyla geleneksel değerleri öne çıkarıyor. Son aylarda anketlerde beklenmedik bir yükseliş yaşayan parti, “sorumlu merkez sağ” kimliğiyle ılımlı seçmeni geri kazanmaya çalışıyor.
D66 (Demokratlar 66)
Rob Jetten liderliğinde liberal-ilerici çizgisini sürdürüyor. Eğitimde fırsat eşitliği, dijital dönüşüm, yeşil enerji ve Avrupa yanlısı politikalarla ön plana çıkıyor. Göçmen politikalarında kapsayıcı bir yaklaşım izleyen D66, özellikle Türkiyeli seçmenler arasında sempatiyle karşılanıyor.
Türkiyeli Seçmenler Seçimin Kaderini Belirleyebilir
Hollanda’daki 600 bin Türkiyeli kökenli nüfusun yaklaşık yarısı oy kullanma hakkına sahip. 2017 seçimlerinde Rotterdam, Schiedam ve Den Haag gibi şehirlerde DENK Partisi’nin oy oranı yüzde 20’leri aşmış; partinin üç milletvekiliyle parlamentoya girmesi Hollanda siyasetinde bir dönüm noktası olmuştu.
Bu seçimlerde de “sandığa git” çağrıları yeniden yoğunlaştı. Sivil toplum kuruluşları, camiler ve yerel medya organları “Oy ver, sesin duyulsun” sloganıyla seçmenleri bilinçlendirmeye çalışıyor.
DENK lideri Stephan van Baarle, Gazze’ye yönelik sert söylemleri ve azınlık hakları vurgusuyla kampanyasını yürütüyor. Ancak parti içi tartışmalar ve sınırlı kaynaklar, geniş kesimlere ulaşmasını zorlaştırıyor.
Sandığa Gitmek, Sadece Siyasi Tercih Değil; Bir Tavırdır
Hollanda’daki Türk toplumu geçmişte oylarıyla siyasetin dengelerini değiştirebilecek gücünü göstermişti. Ancak son seçimlerde katılım oranının düşmesi, temsil gücünü zayıflattı.
Siyasi analistler, Türkiyeli seçmenlerin aktif katılımının bu seçimde yeniden belirleyici olabileceğini vurguluyor. Zira bu seçim sadece partiler arası bir rekabet değil, ülkenin kimliği, yönü ve çokkültürlü yapısı üzerine bir tercih olacak.
Eleştirel Notlar ve Son Değerlendirme
Hollanda siyasetinde artık geleneksel merkez partilerin tek başına iktidar kurma şansı kalmadı. Bu nedenle seçim sonrası dönemde uzun koalisyon pazarlıkları kaçınılmaz görünüyor. Sağ-popülist dalga (PVV) ile ilerici-çoğulcu çizgi (GL–PvdA, D66) arasındaki fark, ülkenin geleceğini şekillendirecek.
Yarınki seçim, sadece “kimin başbakan olacağı” değil, Hollanda’nın nasıl bir ülke olacağı sorusuna da yanıt verecek. Bir yanda duvarlar ören nefret siyaseti, diğer yanda birlikte yaşamın, özgürlüklerin ve eşitliğin sesi…
Seçim Sonrası TR724’te
Sandık sonuçları, Türkiyeli seçmen profili ve olası koalisyon senaryoları, saat 21.00’den itibaren sandıkların açılmasıyla birlikte TR724’te detaylı analizlerle yer alacak.
YORUMLAR