HOLLANDAJANS | AMSTERDAM Amsterdam Kiliseler Birliği Başkanı Martijn van Leerdam: Sana yapılmasını istemediğin bir olumsuz şeyi, başkalarına ya
HOLLANDAJANS | AMSTERDAM
Amsterdam Kiliseler Birliği Başkanı Martijn van Leerdam: Sana yapılmasını istemediğin bir olumsuz şeyi, başkalarına yapma. Prensibini saygıyı paylaşıyoruz.
Amsterdam Opgang Kilisesi Koordinatörü Herman Bouma: Amsterdam’da kilisede aslında özlenen bir Müslüman ve Hıristiyan kardeşliği var. Bu bağın sonsuza dek sürmesini diliyorum. Bu aslında evrensel ve ilahi bir sevgi.
Sema ustası Mevlevi Abdulkadir Dikici: Allah en çok kendisine dua edeni sever. Kim daha çok dua ederse Allah ona yakındır
Hollanda’nın Kültürel Başkenti Amsterdam’da kilise düzenlenen Rumi Günü etkinliği ile insanlar Allah sevgisinde buluştular. Farklı şehir ve semtlerinden katılımcıların iştirak ettiği ‘Kunst Avond (Sanat Akşamı) programı Başkent Amsterdam’daki Opgang Kilisesi salonunda yapıldı.
Moderaterlüğünü Kamila Boukfouz üstlendiği ‘Birlikte Yaşama Sanatı’ Müslümanlar ve Hıristiyanlar Buluşması Tema: Mevlâna ve Hıristiyan Tasavvufu teması ile gerçekleşti. Program, ‘Özgürlüğe özlem sergisi’ hapisteki çocukların kendi öz duyguları ile çizmiş olduğu resimler ile başladı. Akabinde Amsterdam Kiliseler Birliği Başkanı Martijn van Leerdam Pazar ayininde Dünyada sel felaketi dolayısıyla Pakistan’da hayatını kaybeden Müslümanlar, Türkiye’de yaşanılan sıkıntılar ve dünyanın farklı coğrafyalarında sıkıntıda olan insanların gitmesi için Allah’a dua ve yalvarış ile başladı. Van Leerdam “Allah’a çok dua edelim. Sevgi ve saygıda buluşalım. Hepimiz Allah’ın kullarıyız. Allah sevgisi en yüce sevgidir.”
İRMA VAN JANSSEN: HAPİSTEKİ ÇOCUKLAR İÇİN İMZA KAMPANYASI YAPALIM
Topluca ortak duanın ardından Opgang kilisesinde bulunan yaklaşık 150 kişi birlikte Amsterdam Diyalog ve Açılım ekibinin hazırlamış olduğu kahvaltıda bir araya geldiler. Kahvaltı sonrasında hep birlikte hapisteki çocukların çizmiş oldukları ‘Özgürlüğe özlem sergisini’ sergisini ziyaret ettiler. Hollandalı dostlar çizilen resimlerden son derece etkilendiklerini söylediler. Aktivist Irma van Jansen “Çok sayıda çocuğun hapiste olmasından dolayı çok üzgünüm. Türkiye’de bu insanlara için ne yapabiliriz. Onlar için bir özel gün düzenleyelim. İmzalar toplayalım. Onlara destek olalım.” Dedi.
Daha sonra Kuns van het Samen Leven ve Platform İNS Projeler koordinatörü Kamila Boukfouz, anlamlı programların yapılmasının kültürlerin kaynaşması adına son derece önemli olduğunu vurguladı. Rumi’den ney eşliğinde beyitler okuyan Boukfauz katılımcılardan büyük beğeni topladı.
EVRENSEL VE İLAHİ SEVGİ
Amsterdam Opgang Kilisesi Koordinatörü Herman Bouma 13. yüzyıl filozofu ve şair Rumi Aşk temasında hayatında birçok şiir yapmış bir adam. Kesinlikle erotizm hakkında ya da karşılaştırılabilir bir şeyden bahsetmiyorum. Burada evrensel sevgi, ilahi sevgiyi hep eserlerinde öne çıkarmış. Bu sevgi dünyayı “sıcak” yapan şeydir. Çünkü bu sevgi olmadan dünya buz gibi soğuktur. Dünyaca ünlü Hollandalı ressam Rembradt’ta kendisini sevgiye adamış bir kişi eserlerinde bunu görmek mümkün. İslam sanatı olan Ebru sanatının içinde de sevgi vardır. Bugün Amsterdam’da Ophang Kilisesinde sevgi ile burada 150’ye yakın bir arada bulunuyor. Amsterdam’da kilisede aslında özlenen bir Müslüman ve Hıristiyan kardeşliği var. Bu bağın sonsuza dek sürmesini diliyorum. Bu aslında evrensel ve ilahi bir sevgi.”
TOPLUMDA DAYANIŞMAYI VE BAĞI ARTTIRMAK İÇİN BİRLİKTE ÇALIŞMAYA DEVAM EDELİM
Gazeteci Basri Doğan, bu tür programlarının amacının, insanları birbirleri arasındaki diyalogu ilerletmeyi teşvik etmek olduğunu söyledi. Doğan” Umarım Mevlâna ve Hıristiyan Tasavvufu teması ile düzenlenen bugün, birbirimizi daha fazla birbirimize yakınlaştıracaktır. Birbirimizi daha iyi anlayarak önemli bir bağ kurmuş oluruz. Birbirimizle olan iyi ilişkimiz sayesinde, birbirimiz ve toplum için birlikte çok şey yapabiliriz. Bu toplantılar aynı zamanda Hollanda’ya yerleşen birçok mülteci ailenin Hollandalı ailelerle temasa geçmesini sağlamıştır. Lütfen Türkiye’de, Suriye’de, Ukrayna’da ve daha birçok ülkede huzursuzluk ve savaşın yaşandığı her şeylerini kaybettikleri için bu insanları kucaklayalım. Onları bulun ve lütfen onlarla bir diyaloga girin. Kabullendiklerini ve hoş karşılandıklarını hissetmeleri çok önemlidir. Hollanda dilini öğrenmek ve entegrasyon süreci daha sonra çok daha hızlı ve daha iyi olacak, böylece Hollanda bilgi ve uzmanlıklarını mümkün olduğunca çabuk kullanabileceklerdir. Ayrıca toplumumuza ekonomik olarak da katkıda bulunabilirler. Bu mülteci aileler, tıpkı sizin ve benim gibi, bir an önce normal bir yaşam sürmekten başka bir şey istemiyorlar. Burgerhart Amsterdam Vakfı’nda bu tür etkinlikler düzenleyerek, birbirimizle diyalog ve toplantıları sürdürmeyi umuyorum. Benzer programlar düzenlemeye devam edeceğim. Bitirmeden önce birkaç kişiye teşekkür etmek istiyorum. Bugün burada olduğunuz için hepinize teşekkür ederim. Toplumda dayanışmayı ve bağı artırmak için birlikte çalışmaya devam edelim.”
VAN LEERDAM: SANA YAPILMASINI İSTEMEDİĞİN BİR OLUMSUZ ŞEYİ BAŞKALARINA YAPMA
Amsterdam Kiliseler Birliği Başkanı Martıjn van Leerdam, Amsterdam’da Opgang Protestan kilisesinde ilk defa Rumi ve Hıristiyan mistisizmi konulu diyalog gününe ev sahipliği yapmaktan onur duyduğunu söyledi. Van Leerdam “İnsanların çok farklı olduğunu hepimiz biliyoruz. Sadece etrafına bak. Bazılarımız Hırıstiyanız, diğerleri Müslüman. Bazılarımız erkek. Diğerleri dişi. Bazılarımız genç. Diğerleri yaşlı. Ve bazen arada bir şey vardır. Yine de hepimizi birleştiren bazı şeyler var. Hepimizin bir vücudun parçaları gibiyiz. Hepimiz insanız. Hepimiz doğduk. Hepimiz bir gün öleceğiz. Büyük dinler arasında da belirli benzerlikler vardır- benzer veya çok benzer, bu dinler ne kadar farklı olursa olsun. Her şeyin birbirine karşı oynandığı bu dönemde buna dikkat çekmek bazen zor oluyor. Ama önemli. Bu şekilde altın kural olan, sana yapılmasını istemediğin bir olumsuz şeyi, başkalarına yapma. Prensibini saygıyı paylaşıyoruz.
Bugün mistisizm hakkında konuşacağım. Tasavvuf karmaşık bir kelimedir ve birkaç büyük dinde ne anlama geldiğini birazdan açıklayacağım. Ama her şeyden önce, tasavvufun çeşitli büyük dinlerin birbirleriyle paylaştığı bir şey olduğunu anlamak önemlidir.
Tasavvufun tüm büyük dinlerde yeri vardır ve mistik uygulama genellikle bu dinlerin takipçilerini bir araya getirir. Örneğin, Zen meditasyonunun kökeni Budizm’den gelse de, bugün Roma Katolik manastırlarında Zen meditasyonu yapmak oldukça yaygındır. Örneğin, İslam tasavvufu ile Doğu Hıristiyanlığının mistik geleneği arasında büyük benzerlikler vardır. Ve böylece, Kabalanın Yahudi uygulayıcıları, Hinduizm’den gelen bir kavram olan reenkarnasyona inanırlar.
Ama mistisizm tam olarak nedir? Mistisizm, Allah ile birlik arayışıdır. Bir an için de olsa kendini Allah ile birleştirerek insan birliğini ortadan kaldırmaya çalışan bir ibadet, inanç şeklidir. Kendini kaybedecek kadar Allah’a yaklaşmak. Allah yaratıcıdır ve biz sadece onun yaratıklarıyız. Allah’a yakınlaşma farklı şekillerde kazanılabilir. İncil, Kuran veya başka herhangi bir kutsal kitap hakkında bilgi edinebilirsiniz. Yüzyıllar boyunca diğer insanların bu konuda yazdıklarını okuyabilir ve birbirinizle tartışabilirsiniz. Papazları ve imamları dinleyebilirsiniz.
Ama aynı zamanda Allah ile daha içsel bir şekilde de arayabilirsiniz. Dua ederek ve meditasyon yaparak. Oruç tutarak ve konsantre olarak. Hayattaki tüm diğer şeyleri unutarak. Mistik yol budur. Bu nedenle dua belki de en önemli inanç uygulamasıdır. İncil’den veya Kuran’dan ayetler okuyabilirsiniz. Ama dua etmeden bundan ne anlayabilirsiniz? Kiliseye de camiye de gidebilirsin ama namaza teslim olamıyorsan bunun ne faydası var? Allah’ın kim olduğunu anlamaya çalışabilirsin ama dua etmeden nasıl anlayabilirsin?
Mevlâna’dan 13. yüzyıldan bir alıntıyla bitirmek istiyorum.
Zamanın acımasızlığı
Ve tüm işkenceler
Tanrı’dan uzak olmaktan daha az kötüdür
Ve O’nu unut.
Çünkü bu eziyetler geçecek,
Ama bu unutkanlık değil.
Yalnız o mutlu
Kim, uyanık ve Tanrı’yı hatırlıyor,
Aklını O’na yaklaştırır.
Bunlar her şeyden önce bir mistiğin sözleridir. Ve umarım bu sözler bizi sadece Allah ile birlikte, aynı zamanda birbirimize de yaklaştırır.
‘ALLAH EN ÇOK KENDİSİNE DUA EDENİ SEVER’
Program sonunda Mevlâna Celaleddin Rumi ve sema hakkında katılımcıların sorularını cevaplayan sema ustası Mevlevi Abdulkadir Dikici, Amsterdam Diyalog ve açılım ekibine bu geniş katılımlı güzel hazırlanmış programa katkılarından dolayı teşekkür etti. Dikici, “Sema binlerce yıldır devam eden bir etkinliktir. Her figürde, her kıyafette bir sembol var. Sağ el bu şekilde açık kalır. İnsan kendi aczini bilen varlıktır. Aciz olduğunu bilen varlık insandır. Tek olan yüce yaratıcı Allah’tan devamlı talepte bulunur. Allah en çok kendisine dua edeni sever. Kim daha çok dua ederse Allah ona yakındır. Allah’tan istemeyi bırakır isek, önce kendimizi bırakmış oluruz. Allah’ı unutmuş oluruz. Sol ile Allah’tan aldığımızı başka insanlara veririz. Allah cimrileri sevmez. Allah cömertler ile beraberdir.” şeklinde konuştu.
SEMA USTASI DİKİCİ’YE SEVGİ SELİ
Program daha sonra Burgerhart Amsterdam Vakfının konuşmacılara vermiş olduğu hediyeler sonrasında verilen resepsiyon ile devam etti. Katılımcılar Sema Ustası Abdulkadir Dikici ile resim çektirmek için âdete sıraya girdiler. Çok sayıda insan bu manevi ortamdan etkilenerek gözyaşlarını tutamadılar. Bir daha bir program düzenlenmesi yönünde fikrinde birleştiler.
AMSTERDAM RUMİ PROGRAMI RESİM GALERİSİ
YORUMLAR